Siz, Başarıyı Seçin

Kurumsal Danışmanlık

Mücadeleden kaçıştır mazerete sığınmak. Çoğu insan, sığınılacak liman olarak görür mazeretleri. Bahaneleri koruma kalkanı gibi kullanır. Mazeret zırhının arkasına saklanır. Bu insanlar; “… olsaydı” ile kurar cümlelerini.  Ardından; “yapardım”, “başarırdım”, “kazanırdım”, sözleri ile tamamlar. Başarısız sonuçları mazeretleri ile açıklamak isterler. Böylece kendilerini güvende hissederler. Eleştirileri hak etmediklerini düşünürler. Duygusal tatmin sağlarlar.

Mazeret bulmak, zamanla alışkanlık halini alır. Bu alışkanlık kişinin öncelikle mücadele azmini köreltir. Ardından başarma motivasyonunu yok eder. Nihayet yaşama sevincini öldürür. Eski ABD başkanlarından Benjamin Franklin’in dediği gibi; “Mazeret bulmayı alışkanlık haline getirenlerin, hiçbir işi başardıkları görülmemiştir.” Bu insanların ellerinde kalan sadece kendilerini avuttukları mazeretleridir. İleri sürdükleri mazeret ne kadar ikna edici olursa olsun hiçbiri, başarının yerini tutamaz. Övgü ve ödülü hak eden mazeretler değil, başarılardır çünkü. Ardımızda bıraktığımız iz, her şeye rağmen aldığımız sonuçlardır.

Tarihin altın sayfalarına adını yazdıranlar çok iyi mazeret üretenler değil, zorluklara rağmen hedeflerine ulaşanlardır. Ünlü astrofizik profesörü Stephen Hawking, 21 yaşında ALS hastalığına yakalanmasına rağmen hayallerinin peşinde koşmaya devam etti. Günden güne eriyen kaslarına aldırmadı. Bilimsel araştırmalarına devam etti. Zamanla hareket ve konuşma kabiliyetini kaybeden ve sadece gözleri ile iletişim kurabilen bu adam, kuantum fiziği ve evrenin sırları üzerine yaptığı iz bırakan çalışmalarla iradesinin gücünü ortaya koydu. Thomas Edison, işitme engeline rağmen deneylerine ısrarla devam ederek ampulle birlikte 2500 civarında buluşun da mucidi oldu. Fiziksel engeli nedeniyle “Tahta Bacak Frida” lakabıyla anılan ünlü ressam Frida Kahlo, sanat şaheseri kabul edilen tablolarını, ayaklarındaki korselere ve dayanılmaz acılarına rağmen yaptı. Sarhoş bir baba ve hasta bir annenin evladı olarak dünyaya gelen Fyodor Dostoyevski, yatılı okullarda sara ve depresyon nöbetlerine rağmen mücadelen vazgeçmedi. Birçoğumuzun romanlarını okuduğu ünlü yazar, “Suç ve Ceza” adlı başyapıtını sürgünde, küçük bir otel odasında ve ekonomik sıkıntılar içerisinde yazdı. Malatya’da bir dağ köyünde doğan ve temel eğitimini birleştirilmiş sınıflı küçük bir köy ilkokulunda tamamlayan Eren Bali, projesine destek için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde 57 şirketten ret cevabı almasına rağmen asla vazgeçmeyenlerden. Sahibi ve kurucusu olduğu online eğitim şirketi Udemy, dünyanın birçok ülkesinden on binlerce insanın kişisel gelişimine katkı sağlamaktadır.

Hayatımızın her döneminde zorluklarla karşılaşırız. Mücadele azmimizi, zorlukları algılanma kabiliyetimiz belirler. Aslında; “Yapamam” diyen de, “yapabilirim” diyen de haklıdır. Engellere takılıp vazgeçenler yolda kalır. Hayallerinin peşinde yürümeye devam edenler ise, karşılaştıkları güçlüklere rağmen yol alanlardır. Başarı için hedefi tanımlamak önemlidir. Ancak, ısrarlı ve kararlı olanlar hedeflerine ulaşır. Sürekli damlayan su, sert mermeri bile delip geçer. Karınca, engellere rağmen kendi ağırlığı kadar buğday tanesini taşımaya devam ederler yuvasına. Akarsu, yol bularak hayat verir çatlamış toprağa. Mazeretlerine rağmen hayalleri peşinde koşmaya devam eden insanlar gibi…

Dr. Hasan ERDOĞAN
Danışman&Eğitimci