Ülkenin geçmişteki en dürüst siyasetçilerinden olan Adnan Kahvecinin bir sözünü hiç unutmuyorum. Kendisine, “Sayın Bakanım” diyenlere mükemmel bir cevap vermişti; “Ben bakan değil, görenim” demişti.
İşletmelerde, bakan gözler yerine gören gözlerin çoğunlukta olması, işletmenin gelecek hayalini planlamasında önemli bir yapıtaşı olacaktır. İletişime, yeni fikirlere ve değişime kapalı işletmelerin piyasadan silinip gittiğini ya da el değiştirdiğine sıkça şahit oluruz. Dünya genelinde marka olmuş firma sayımız bir elin parmaklarını geçmez. Millet olarak iş yapma tarzımız, tavrımız belirsizlikler içinde. Belki de bu yüzden; çevremizde ya iş kolik ya da vurdumduymaz patronları sıkça görüyoruz.
“Bakış Açısı Kayması” iş dünyası literatürüne (tarafımdan) yeni giren bir rahatsızlık olup, çaresi, bireyin kendini güncellemesi ve sürekli yeni bilgi ile donatması sonucunda yenilebilmesi ile mümkündür. Bakış açısı kaymasına kapılmış bir iş insanının, kendince altını çizerek sıkça söylediği erdemli(!) sözleri ise şöyle sıralayabiliriz; “Babamdan böyle öğrendim”, “Biz yıllardır bu piyasadayız”, “Bu kesin böyle olur, doğrusu budur”, “Kazanıyoruz, öyleyse iyiyiz.”
Şimdi; yukarıda yer alan yazımın ölçeğinde, iş yaşamında işletmelerin personel ve yöneticilerinin davranış boyutlarını aşağıdaki paragraflarda somutlaştırarak aktarmaya çalışacağım.
İş yaşamında 4 Davranış Boyutu ;
1-Öğretilmiş Davranış (Zorunlu Öğretilir):
Günümüz iş dünyasında deneyimin önemini yadsıyamayız. Bununla birlikte Dünya’da her konuda saniyede milyonlarca bilgi paylaşımı yapılıyor. Kadromuzda bulunan iş görenlerin, farklı bakış açılarına sahip olmaları da kaçınılmaz. Onlara bir lider yönetici olarak öğrettiklerimiz, uygulattıklarımız ve deneyimlerimiz işletmemizin ilerideki piyasa duruşunu, vizyonunu belirleyecektir. Zorunluymuş gibi öğretme durumu yerine, yaşam koçu gibi bir davranış benimsenmesi uygun olacaktır. Yani, yerine göre otokratik, yerine göre demokratik bir lider yönetici konumlamasını gerçekleştirebilmeliyiz.
2-Kopyalanmış Davranış (Göz Hırsızlığı Yapar):
Yetenekli personel, iş yerindeki eylemleri kısa sürede kopyalar ve işinde başarılı olma yolunda kendince ilerler. Tam da bu sırada lider yöneticinin devreye girmesi gerekir. Yaptığı işte göz hırsızlığı ile ilerleyen personelin farkına varmak, takip etmek ve gerekirse konu ile ilgili eğitim aldırmak, öğrenilen doğru bilgilerin sürdürülebilir olmasını sağlamak yine lider yöneticiye düşer.
3-Öğrenilmiş Davranış (Hayatına Uyarlar):
Öğrendiği iş akışını kendi tarzıyla bütünleştiren, eğitimli ve sorumluluk sahibi iş görenlerin özel hayatı ile iş hayatı arasında denge kurmasına da yine lider yönetici katkı sunar. İşe zamanında gelen iş görenler, işle ilgili fikirlerini lider yöneticisi ile sık sık paylaşır. Bu arada lider yöneticinin iyi bir dinleyici olması, iş görenlerini dinlerken not alması gerekir ki bu, işletmeyi geliştirecek ve her yönden tasarruf sağlayacak yeni fikirlerin gelmesi açısından çok önemlidir. (en iyi fikir ödülü bile konabilir)
4-Kanıksanmış Davranış (Hatalı olsa da Farkına Varamaz):
İşletmelerde sıkça gözlemlediğimiz bir husustur. Gerek iş görenler, gerekse yönetim kadrosu, öğretilen, kopyalanan ve öğrenilen davranışları sıradanlaştırma eğilimine girerler. Zaman zaman hata yapabilirler ve çoğunlukla bunun farkına varmayabilirler. Kanıksanmış davranışların işletmelere zarar vermesine engel olmak için bir başka göz (danışman), tarafından uzun soluklu eğitimler verilmesi yerinde olacaktır.
İşletmelerde sıkça gözlemlediğimiz bir husustur. Gerek iş görenler, gerekse yönetim kadrosu, öğretilen, kopyalanan ve öğrenilen davranışları sıradanlaştırma eğilimine girerler. Zaman zaman hata yapabilirler ve çoğunlukla bunun farkına varmayabilirler. Kanıksanmış davranışların işletmelere zarar vermesine engel olmak için bir başka göz (danışman), tarafından uzun soluklu eğitimler verilmesi yerinde olacaktır.
Ramazan KARAKAYA
Danışman&Eğitimci